Aşırı İşlenmiş Gıdalar Beyin Sağlığını Doğrudan Kötü Etkileyen Bir Risk
Yeni araştırmalar, yüksek oranda işlenmiş gıdaların tüketilmesinin, olumsuz nörolojik sonuçlar ve önerilen diyet kalıplarına bağlılık için diğer risk faktörlerinden bağımsız olarak beyne zararlı olabileceğini öne sürüyor.
10 yıldan uzun süredir takip edilen yetişkinlerden oluşan geniş bir gruptan yapılan gözlemler, aşırı işlenmiş gıda (UPF: Ultraprocessed foods) yemenin, bilişsel gerileme ve felç riskini artırabileceğini, en az düzeyde işlenmiş gıda yemenin ise riski azaltabileceğini saptadı. Tabi doğrusu, eğer mümkünse, işlenmemiş, doğal gıda yiyebilmek.
Çalışma araştırmacısı W. Taylor Kimberly, MD, PhD, Boston'daki Massachusetts Genel Hastanesinde yaptığı açıklamada, “İlk çıkarım, yediğimiz yiyeceğin türünün beyin sağlığı için önemli olduğu, ancak beyin sağlığını düşünürken bunun nasıl yapıldığını ve işlendiğini düşünmek de aynı derecede önemlidir” dedi.
Kimberly, "İkincisi, bunların sadece kötü bir haber hikayesi olmamasıdır, çünkü aşırı işlenmiş gıdaların tüketiminin artması, daha yüksek bilişsel bozukluk ve felç riskiyle ilişkilendirilirken, işlenmemiş gıdalar koruyucu görünmektedir," diye ekledi.
Çalışma 22 Mayıs 2024’te Neurology dergisinde yayınlandı.
Gıda İşleme Önemlidir
Aşırı işlenmiş gıdalar (UPF'ler), yüksek oranda manipüle edilir, yani bileşenleri ile oynanır, protein ve lif oranı düşüktür ve şeker, yağ ve tuz gibi ilave bileşenlerle doludur. UPF'lere örnek olarak hazır içecekler, cips, çikolata, şeker, dondurma, şekerli kahvaltılık gevrekler, hazır çorbalar, hazır tavuk kızartmaları, sosisli sandviçler ve hazır patates kızartması verilebilir.
İşlenmemiş veya minimum düzeyde işlenmiş gıdalar arasında, sadece kesilmiş, herhangi bir işleme tabi tutulmamış dana eti, kuzu eti ve tavuk gibi etler ile sebze ve meyveler bulunur.
Araştırmalar, yüksek UPF tüketimi ile metabolik ve nörolojik bozukluk riskinde artış olduğunu göstermiştir.
Daha önce Medscape Medical News tarafından ELSA-Brezilya'da bildirildiği gibi , daha yüksek UPF alımı, yürütme ve genel bilişsel işlevlerde daha hızlı bir düşüş oranıyla önemli ölçüde ilişkiliydi.
Ancak gıda işleme boyutunun, beslenme düzeninden bağımsız olarak olumsuz nörolojik sonuç riskine katkıda bulunup bulunmadığı açık değil.
Yediklerimiz, Beyin Sağlığını Korumak İçin Bir Fırsat
Yaş, cinsiyet, yüksek tansiyon ve diğer etkenlere göre ayarlandığında, UPF'lerin göreceli alımındaki %10'luk bir artış, bilişsel bozuklukta %16 daha yüksek risk saptandı. Tersine, işlenmemiş veya en az düzeyde işlenmiş gıdaların daha yüksek miktarda alınmasının, bilişsel bozukluk riskini %12 kadar azalttığı saptandı.
Daha fazla UPF alımının felç riskini %8 arttırdığı, işlenmemiş veya en az düzeyde işlenmiş gıdaların daha fazla alınmasının ise %9 daha az felç riski ile bağlantılı olduğu saptandı.
UPF'lerin felç riski üzerindeki etkisi, siyah ırkta, beyaz ırka göre daha fazla saptandı.
UPF'ler ile bilişsel bozukluk ve felç arasındaki ilişkiler, Akdeniz diyetine, Hipertansiyonu Durdurmaya Yönelik Diyet Yaklaşımları (DASH) diyetine ve Nörodejeneratif Gecikme diyetine yönelik Akdeniz-DASH Müdahalesi çalışmalarıyla bağlantılı değildi. Bu diyetlerbağlantılı olmayan, tamamen bağımsız bir sonuç elde edildi.
Kimberly, bu sonuçların "uzun vadede işlenmemiş gıdalara odaklanarak beyin sağlığımızı koruma ve kötü beyin sağlığı sonuçlarını önleme kapasitesine sahip olduğumuz olasılığını vurguladığını" söyledi.
Kimberly, bunun “müdahalesel bir çalışma değil, gözlemsel bir çalışma olduğu” konusunda uyardı, bu nedenle “ultra işlenmiş gıdaları işlenmemiş gıdalarla değiştirmenin beyin sağlığını kesin olarak iyileştireceğini kesin olarak söyleyemeyiz” dedi.
Tıbbi yönergelerde aşırı işlenmiş gıdalar göz önünde bulundurulsun mu?
Eşlik eden başyazının ortak yazarları, Kimberly ve meslektaşlarından elde edilen bu sağlam sonuçların, “gıda işleme seviyelerinin önemli rolünü ve bunların geleneksel beslenme kalıplarından bağımsız olarak olumsuz nörolojik sonuçlarla olan ilişkisini” vurguladığını söyledi.
Harvard T.H. Chan Halk Sağlığı Okulu'ndan MS Peipei Gao ve Harvard Tıp Okulu'ndan PhD Zhendong Mei, UPF'lerin olumsuz nörolojik sonuçlar üzerindeki etkisinin altında yatan mekanizmaların "yalnızca onların etkilerine değil, “yetersiz besin bileşimi ve yüksek glisemik yük dahil olmak üzere” beslenme profilleri ile birlikte “aynı zamanda, bağırsak mikrobiyal ekosistemindeki bozulmalar ve iltihaplanma ile ilişkilendirilen emülgatörler, renklendiriciler, tatlandırıcılar ve nitratlar/nitritler gibi katkı maddelerinin varlığına da bağlı” olduğuna dikkat çektiler.
Gao ve Mei, “Gıda işleme seviyelerinin insan sağlığıyla nasıl ilişkili olduğunu anlamak, “ne yersen o'sun” sözüne yeni bir bakış açısı sunuyor" diye belirttiler.
Bu yeni çalışmanın, geleneksel beslenme kalıplarından bağımsız olarak UPF'ler ile beyin sağlığı arasındaki bağlantıyı vurgulayarak kanıtlara katkıda bulunduğunu ve “UPF'lerle ilgili durumların beslenme kılavuzlarına ve ayrıca halk sağlığı politikaları ile beyin sağlığını iyileştirmeye yönelik politikalara dahil edilip edilmeyeceğine ilişkin soruları gündeme getirdiğini” belirttiler.
Editörler, UPF tüketimi ile beyin sağlığı arasındaki bağlantıyı daha iyi anlamak için daha geniş çalışmalar yapılması çağrısında bulundu. Editörler, “Ayrıca, UPF'lerde rol oynayan belirli gıdaları, zararlı süreçleri ve katkı maddelerini ve bunların nörolojik bozukluklarla ilişkisini belirlemek için mekanik çalışmaların yapılması gerektiğini” ifade ettiler.
***
(Medscape.com haberler sitesinden alınmıştır. 30 Mayıs 2024.)