Adenovirüsler, en yaygın olarak solunum sistemi üzerinde etkili olurlar. Adenoviridae familyasına ait olan bu virüslerin, insanları enfekte edebilen 50'den fazla farklı türü vardır. Bu türler, her biri farklı hastalıklara yol açabilen alt gruplara (A'dan F'ye kadar) ayrılır.
· Şekil: Adenovirüsler ikosahedral (yirmi yüzeyli) bir yapıya sahiptir, bu da birçok virüs için yaygın bir yapıdır.
· Boyut: Adenovirüsler 70 ila 90 nanometre arasında bir çapa sahiptir.
· Kapsit: Virüs, kapsit adı verilen bir protein örtüye sahiptir. Bu kapsit, viral genomu korur ve virüsün hücrelere girişine yardımcı olur.
· Adenovirüsler zarfsızdır, yani lipid bir zarla çevrilmemişlerdir, zara ihtiyaçları yoktur, bu da onları ısı ve deterjanlar gibi çevresel koşullara karşı daha dayanıklı hale getirir.
· Genom: Adenovirüslerin genomu çift sarmallı DNA (dsDNA)'dır.
· Hücreye giriş: Adenovirüsler, reseptör aracılı endositoz yoluyla konak hücrelere girer. Virüs, konak hücrelere bağlanmak için belirli hücre yüzeyi reseptörlerini kullanır, en yaygın olarak coxsackievirus-adenovirus reseptörü (CAR) kullanılır.
· Açılma: Virüs hücreye girdikten sonra, adenovirüs genomu hücrenin çekirdeğine salınır.
· Çoğalma: Adenovirüs DNA'sı, çekirdek içinde çoğalır. Virüs, konak hücrenin sistemini kullanarak DNA’sını çoğaltır ve virüs RNA ve proteinleri üretir.
· Birleşme: Yeni virüs partikülleri çekirdekte bir araya gelir ve viral genom yeni viriyonlara paketlenir.
· Serbest bırakılma: Yeni adenovirüs parçacıkları, konak hücrenin lizisi yani eritilmesi yoluyla serbest bırakılır ve bu süreçte konak yani vücut hücresi yok olur.
Adenovirüsler, zarf içermedikleri için oldukça dayanıklıdır. Şu ortamlarda hayatta kalabilirler:
· Kuru ortamlarda uzun süre kalabilirler.
· 4°C ile 37°C arasındaki sıcaklıklarda hayatta kalabilirler.
· Çoğu yaygın dezenfektana karşı dirençlidir, özellikle lipid bazlı dezenfektanlara. Ancak, klor bazlı dezenfektanlarla yok edilebilirler. O yüzden su ve havuzların klorlanması da çok önemlidir.
Adenovirüsler, genetik ve biyolojik özelliklerine göre altı alt grupta (A-F) sınıflandırılır. Farklı alt gruplar, farklı hastalık türlerine yol açabilir.
· Alt Grup A: İnsanları nadiren enfekte eder. Örneğin, Tip 12.
· Alt Grup B: Solunum yolu hastalıklarından sorumlu olan türleri içerir. Tip 3, 7 ve 21 bu gruptandır.
· Alt Grup C: İnsan enfeksiyonlarında yaygın olan bazı tipleri içerir, Tip 1, 2, 5 ve 6 gibi. Bu türler genellikle soğuk algınlığı, zatürre ve bronşiyolit gibi solunum yolu hastalıklarına neden olur.
· Alt Grup D: Gastrointestinal ve idrar yolu enfeksiyonlarıyla ilişkilidir, Tip 11, 34 ve 35 gibi.
· Alt Grup E: Tip 4 ve 7 gibi solunum yolu enfeksiyonları ve faringokonjonktival ateşle ilişkilidir.
· Alt Grup F: Özellikle bağışıklık sistemi zayıf bireylerde gastrointestinal enfeksiyonlarla ilişkilidir.
Tanının Temelleri ve Tipik Özellikler: Adenovirüs türüne bağlı olarak birden fazla belirge (sendrom) gelişebilir.
· Üst solunum yolu enfeksiyonları: En belirgin olanı, şiddetli farenjit, bademcik iltihabı ve boyunda beze şişmesi (servikal lenfadenopati).
· Konjonktivit.
· Zatürre (Pnömoni).
· Enterik adenovirüsler, hafif ishal hastalıklarına neden olur.
Kesin tanı, antijen tespiti, PCR veya kültürle yapılabilir.
50'den fazla adenovirüs tipi vardır ve bunlar, tüm solunum yolu enfeksiyonlarının %5-15'ini oluşturur, genellikle farenjit veya trakeit olmak üzere, aynı zamanda çocukluk döneminde alt solunum yolu enfeksiyonlarının %5'ini de kapsar. Adenovirüs enfeksiyonları, genellikle hayatın ilk yıllarında (çoğu < 2 yaş) yaygındır ve solunum damlacıkları veya nesneler üzerinden bulaşma sonrasında 3-10 gün içinde ortaya çıkar. Enterik adenovirüsler, özellikle 4 yaş altındaki çocuklarda ishalin önemli bir nedenidir. Adenovirüslerden kaynaklanan epidemik solunum yolu hastalıkları kış ve bahar aylarında, özellikle kapalı ortamlarda (kreşler ve diğer benzeri kurumlar gibi) yaygındır. Lenfoid dokularda latent (sessiz) enfeksiyon nedeniyle, solunum yolu veya bağırsak sisteminden, başka hiç bir belirti olmadan virüs yayılımı sık görülür.
Adenovirüs enfeksiyonları için inkübasyon dönemi genellikle 2 ila 14 gün arasında değişir ve çoğu vakada belirtiler 5 ila 7 gün içinde görülür. Adenovirüs enfeksiyonları yıl boyunca görülür.
Her yaştan insanda enfeksiyona neden olabilirler, ancak bu enfeksiyonlar 5 yaşın altındaki çocuklarda daha yaygındır.
Özellikle kreşteyseler küçük çocukların enfekte çocuklarla temas etme olasılığı daha yüksektir. Bu yaştaki çocukların ayrıca ağızlarına eşya götürme olasılığı daha yüksektir ve iyi el yıkama alışkanlığı edinme olasılıkları daha düşüktür. Virüs salgınları okullarda, yaz kamplarında veya kirli havuzlarda da görülmüştür.
Çoğu zaman, adenovirüs enfeksiyonu solunum yollarında gelişir. Bu olduğunda, enfeksiyon belirtileri genellikle soğuk algınlığına benzerdir.
· Solunum yolu: Virüs, enfekte bir kişinin öksürmesi, hapşırması veya konuşmasıyla yayılan damlacıklarla bulaşabilir.
· Fekal-oral yol: Adenovirüsler, kirli su veya yiyeceklerle bulaşabilir, özellikle kreş gibi toplu ortamlarda.
· Doğrudan temas: Kirli yüzeylere veya nesnelere dokunduktan sonra yüzle (göz, burun, ağız) temas yoluyla bulaşabilir.
Solunum örnekleri, konjonktival veya dışkı örneklerinden yapılan PCR, adenovirüs enfeksiyonları için hızlı, hassas ve tercih edilen tanı yöntemidir. Tanı ayrıca geleneksel kültürle konulabilir, ancak birkaç gün ila hafta sürebilir. Hızlı kültür teknikleri, immünodiyagnostik reaktifler kullanarak adenovirüsü 48 saat içinde tespit edebilir. Bu yöntemler, kültür yöntemlerinden daha hızlı ancak daha az hassastır. Enzim bağlamalı immünosorbent testi (ELISA), ishalli örneklerde enterik adenovirüsleri hızla tespit edebilir. Solunum yolu adenovirüs enfeksiyonları, akut ve konvalesan serumları karşılaştırarak geriye dönük (retrospektif) olarak tespit edilebilir, ancak akut hastalıkta yardımcı olmaz.
Adenovirüs enfeksiyonlarının tanısı şu yöntemlerle yapılabilir:
· Polimeraz Zincir Reaksiyonu (PCR): Adenovirüs DNA’sını tespit etmek için yüksek hassasiyetle yapılan bir test.
· Viral kültür: Klinik örneklerden (solunum veya dışkı örnekleri gibi) virüsün laboratuvar ortamında çoğaltılması.
· Antijen tespiti: Örneklerden adenovirüs proteinlerinin tespiti.
· Serolojik testler: Kan örneklerinden adenovirüse karşı antikorların tespiti.
A. Farenjit
Farenjit, en yaygın adenoviral hastalıktır ve çocuklarda şiddetli farenjit için en sık viral neden olarak kabul edilir. Ateş ve adenopati yaygındır. Bademcik iltihabı eksudatif olabilir. Rinore ve influenza benzeri sistemik hastalık belirtileri görülebilir. Laringotrakeit veya bronşit farenjit ile birlikte olabilir.
B. Faringokonjonktival Ateş
Konjonktivit yalnızca görülebilir ve uzun sürebilir, ancak çoğunlukla kulak önü beze (preauriküler adenopati), ateş, farenjit ve boyunda bezeler (servikal adenopati) ile ilişkilidir. Gözde yabancı cisim hissi ve diğer belirtiler bir haftadan kısa sürede geçer. Alt solunum yolu belirtileri nadirdir.
C. Epidemik Keratokonjonktivit
Belirtiler arasında şiddetli konjonktivit, puntat keratit ve bazen görme kaybı yer alır. Gözde yabancı cisim hissi, fotofobi yani ışığa hassasiyet ve konjonktiva ile göz kapaklarının şişmesi karakteristiktir. Preauriküler yani kulak ön tarafında adenopati yani beze şişmesi ve subkonjonktival yani göz zarı altına kanama yaygındır.
D. Zatürre (Pnömoni)
Şiddetli pnömoni her yaşta görülebilir. Özellikle küçük çocuklarda (< 3 yaş) yaygındır. Göğüs röntgenlerinde, alt loblarda bilateral peribronşial ve yama şeklinde ground-glass interstisyel infiltratlar görülür. Semptomlar 2-4 hafta sürebilir. Adenoviral pnömoni, nekrotizan olabilir ve kalıcı akciğer hasarına, örneğin bronşiyektazi ve bronşiyolit obliteransına, tıkanıklığa neden olabilir. Alt solunum yolu enfeksiyonu ile, tipik öksürük ve lenfositoz içeren bir pertussis yani boğmaca benzeri belirge (sendrom) görülebilir. Adenovirüs serotipi 14'ün yeni bir varyantı, çocuklar ve yetişkinlerde, olağanüstü şiddetli zatürreye neden olabilir.
Bronşiyolit ve krup da görülebilir.
E. Döküntü
Kızamık, kızamıkçık veya 6. hastalık (roseola) gibi, bazen solunum belirtileriyle birlikte veya yalnızca görülebilen yaygın morbilliform yani kızamığa benzeyen (nadiren peteşiyel) döküntü olabilir. Kızamıkta ağızda görülen Koplik lekeleri, adenovirüste meydana gelmez.
F. İshal
Enterik adenovirüsler (tip 40 ve 41), ateşsiz çocuklarda kısa süreli ishale (%3-5) neden olur, özellikle 4 yaş altındaki çocuklarda daha yaygındır.
G. Mezenterik Lenfadenit
Ateş ve karın ağrısı, apandisiti taklit edebilir. Farenjit sıklıkla aynı anda görülür. Adenovirüs kaynaklı adenopati, yani beze şişmesi, apandisit ve bağırsak düğümlenmesinde (intususepsiyon) etkili olabilir.
H. Diğer Belirgeler
Bağışıklık sistemi baskılanmış hastalar, yenidoğanlar da dahil olmak üzere, şiddetli akciğer, gastrointestinal enfeksiyonlar veya çoklu sistem hastalıkları geliştirebilirler. İdrar yolu enfeksiyonları olabilir. Hemorajik sistit, bağışıklığı baskılanmış çocuklar için ciddi bir sorun olabilir. İdrar yaparken ağrı ve idrarda kan görülür. Bağışıklık sistemi sağlam olan çocuklarda nadiren ensefalit yani beyin iltihabı, menenjit, hepatit (karaciğer iltihabı) ve miyokardit yani kalp kası iltihabı gelişebilir. Adenovirüsler, idiyopatik kardiyomiyopati sendromunda yani kalp kası bozukluklarında da etkili olabilir.
· Zatürre veya bronşiyolit, ciddi solunum sıkıntısına yol açabilir, özellikle bağışıklığı zayıf olan çocuklarda.
· Dehidratasyon ishal veya kusma nedeniyle yaygındır, özellikle küçük çocuklarda.
· Sekonder bakteriyel enfeksiyonlar, yani virüsten sonra bakteri eklenmesi ile enfeksiyon, şiddetli vakalarda gelişebilir.
· Kronik virüs atılımı: Bazı çocuklar, iyileştikten sonra bile virüsü uzun süre etrafa yayabilirler.
Adenovirüs enfeksiyonları için özgün bir tedavi yoktur. Bağışıklığı baskılanmış hastalarda şiddetli zatürre durumunda intravenöz immünoglobulin (IVIG) denenebilir. Hematopoietik kök hücre nakli yapılan hastalarda, adoptif T hücre transferi umut verici sonuçlar göstermiştir. Bağışıklığı baskılanmış hastalarda cidofovir ve daha yakın zamanda, cidofovirin iyi oral biyoyararlanıma sahip yani ağızdan kullanılabilen ve daha az böbrek yan tesiri gösteren türevi brincidofovir ile başarılı tedavi sağlanabileceğine dair bazı kanıtlar vardır.
Çoğu adenovirüs enfeksiyonu kendi kendine geçer ve özel antiviral tedavi gerektirmez. Destekleyici bakım, sıvı alımı ve ateş yönetimi genellikle yeterlidir.
Destekleyici tedavi: Çoğu adenovirüs enfeksiyonu kendi kendine geçer ve belirli antiviral tedavi gerektirmez. Yönetim genellikle şunları içerir:
o Sıvı alımı: Dehidrasyonu önlemek için, özellikle ishal veya kusma durumlarında.
o Ateş yönetimi: Ateşi kontrol altına almak için antipiretikler (ateş düşürücüler).
o Oksijen tedavisi: Solunum sıkıntısı olan çocuklar için.
Daha iyi nefes alabilmek ve beslenmek için burna tuzlu su uygulamak dahil olmak üzere, herhangi bir soğuk algınlığında yapacağınız şeyi yapabilirsiniz. Bir nemlendirici, mukusu parçalamaya ve çocuğunuzun daha kolay nefes almasını sağlamaya yardımcı olabilir.
Çocuğunuzun dinlenebildiğinden ve bol sıvı içtiğinden emin olun. Bazen çocuğunuz kendini hasta hissettiğinde yemek yemek istemeyebilir, ancak susuz kalmaması için yeterli sıvı içmesi önemlidir. Çocuğunuz hala kendini iyi hissetmiyorsa, parasetamol veya ibuprofen (çocuğunuz altı aydan büyükse) ateşi düşürmeye yardımcı olabilir. Çocuğunuza aspirin vermeyin. Reçetesiz satılan öksürük ve soğuk algınlığı ilaçları vermeden önce çocuğunuzun doktoruyla görüşün.
Çoğu enfeksiyon hafiftir ve çocuklar belirtileri hafifletmeye yardımcı olan bakımla iyileşir. Ancak bazı çocuklarda ciddi enfeksiyon olur ve hastaneye yatırılmaları gerekir.
Adenovirüslerin bağışıklık sistemi zayıf bireylerde ciddi solunum yolu hastalıklarına yol açma olasılığı ve nadir vakalarda uzun süreli sağlık sorunlarına yol açabilme potansiyeli giderek daha fazla endişe kaynağı olmaktadır.
Hepatit ve adenovirüs hakkında neler biliyoruz?
Hepatit, iltihaplı karaciğer, sarılık demektir. Adenovirüsün görüldüğü hepatitli çocukların çoğu 5 yaşında ve daha küçüktür. Karaciğer hasarı ve bazan karaciğer yetmezliği gelişebilir. Yani, çocuğunuzda hepatit varsa, çocuk doktoru hepatit ile ilişkili olası adenovirüs enfeksiyonunu saptamak için test yapabilir.
Korunma
Ellerinizi yıkayın! Adenovirüs enfeksiyonlarını önlemeye çalışırken en önemli şey iyi el yıkamadır. Oyuncakları ve diğer nesneleri temizlemek ve dezenfekte etmek de önemlidir çünkü adenovirüsler yüzeylerde uzun süre yaşayabilir. Havuzlar korlanmalıdır.
· Hijyen: Düzenli el yıkama ve enfekte kişilerle temastan kaçınma bulaşmayı azaltabilir.
· Dezenfeksiyon: Özellikle kreş gibi toplu ortamlarda sık dokunulan yüzeylerin temizlenmesi bulaşmayı engellemeye yardımcı olabilir. Havuzlar klorlanır.
· İzolasyon: Enfekte bireylerin izolasyonu, virüsün yayılmasını engellemeye yardımcı olabilir.
Aşısı var mı?
Tip 4 ve 7 için ABD’de canlı bir aşı mevcuttur, ancak bu aşı şu an yalnızca askeri personel için onaylanmıştır ve genel halk için sunulmamaktadır.
Adenovirüs enfeksiyonlarında dikkat edilmesi gereken önemli şeyler şunlardır:
Ateş, özellikle 39 dereceden yüksek ateş veya 5 günden uzun süren ateş.
Nefes almada zorluk
Sıvı kaybı (dehidratasyon) belirtileri (24 saatlik bir süre içinde 3'ten az ıslak bez)
Azalmış aktivite ve uyanıklık
Kötü uyku veya huzursuzluk, göğüs ağrısı, kulak çekiştirme veya kulak akıntısı
Yukarıdaki durumlardan herhangi biri varsa, beklemeden doktorunuza muayene olunuz.
*****