Çocuklarda Her Yönüyle Bronşit
Solunum yollarında sırasıyla, soluk borusu, soluk borusunun devamında tıpkı bir ağacın dalları gibi bronş ağacı gelir. Bu küçük boru şeklinde olan bronşların devamında daha da küçük olan bronşiyoller ve daha kılcal solunum yolları vardır. İşte bronşit, bu bronşlar ve bronşiyollerin iltihaplanmasıyla oluşur. Nedenleri çok olup dıştaki görüntüsü, belirti ve bulguları benzer olduğu için genel olarak bronşit denir, tıpta “klinik bir sendrom” olarak adlandırılır. Çocuklarda bronşit genelde akuttur, yani yeni gelişmiştir, süregen değildir. Süregen bir durum varsa bronşit yerine başka hastalıklar olabilir. Kronik bronşit tanımı tıbben net olarak yapılmamıştır.
Akut Bronşit
Çocuklarda akut bronşit genellikle virüslere bağlı alt solunum yolu enfeksiyonu ile birlikte ortaya çıkar. Akut bronşit, sağlıklı çocuklarda nadiren birincil olarak yani doğrudan bakterilerle oluşan bir enfeksiyondur. Yani mikrobik nedenlere bağlı olan ve akut yani yeni gelişen, haftalardır sürmeyen bir bronşitte mikroplar genelde virüslerdir. Öksürüğün belirgin olduğu bir durumdur.
Bakterilerin balgamda saptanması, antibiyotik tedavisi gerektiren bakteriyel bir neden olduğu anlamına gelmeyebilir.
Bronşit nasıl gelişir?
Akut bronşit, sıklıkla üst solunum yolu enfeksiyonunu takip eden şiddetli öksürük ve balgam üretimine yol açar. Bu, akciğerlerin ağacın dalları gibi olan bronş denilen alanlarındaki, bronşların içini kaplayan hücrelerin iltihabi tepkisi nedeniyle oluşur. Tek başına veya birlikte hareket eden birden fazla cins virüs, bu enfeksiyonların çoğunu oluşturur.
Çocuklarda kronik bronşit, ya akut hava yolu hasarına karşı içten kaynaklı bir tepkiyi (örneğin aşırı virüs kaynaklı iltihap) ya da belirli zararlı çevresel ajanlara (örneğin alerjenler veya tahriş edici maddeler) sürekli maruz kalmayı takip eder. Böyle bir saldırıya maruz kalan bir hava yolu, havayollarında daralma ve öksürükle hızlı bir şekilde yanıt verir, ardından iltihaplanma, ödem ve mukus yani balgam üretimi gelir. Bu, çocuklarda görünen kronik bronşitin aslında çoğunlukla astım olduğunu ortaya çıkarmaktadır.
Bronşların iç yüzeyindeki hücre ve tüycüklerle temizlik, vücudun bir savunma şeklidir (mukosiliyer klirens). Akciğerleri solunan kirleticilerin, alerjenlerin ve mikropların zararlı etkilerinden korur. Kronik hava yolu hastalıklarının hepsinde, hastalık ne olursa olsun, bu savunma mekanizmasının ortak olarak bozulduğu görülmektedir. Bu mekanizmada, tüycükler (silia), koruyucu bir mukus tabakası ve solunan parçacıkları akciğerden çıkarmak için birlikte çalışan bir hava yolu yüzey sıvısı tabakası bulunur. Bu sıvının azalması, kronik hava yolu hastalıklarına neden olmaktadır.
Tekrarlayan, hırıltılı, hışıltılı bronşit ve astımda, özellikle sigara dumanı ve havadaki parçacıklar gibi tahriş edici maddelere maruz kalmanın rolü açıktır. Sigara dumanına maruz kalan normal insan bronş hücrelerini bozduğu ve temizleme mekanizmasını aksattığı net olarak bilinmektedir.
Havadaki organik karbon ve nitrojen dioksit parçacıklarının, astımlı çocuklarda bronşitin kronik bulgularıyla ilişkili olduğu saptanmıştır.
Tekrarlayan genzine aldırma, sıvı veya gıdaları soluk borusuna ve akciğere kaçırma veya tekrarlanan viral enfeksiyon gibi hava yolundaki hücrelerin tekrarlayan hasarı, çocukluk çağında kronik bronşite katkıda bulunmaktadır. Hava yolu kaplamasının hasar görmesini takiben, yaygın olarak saptanan hava yolu mikroplarının neden olduğu kronik enfeksiyonlar meydana gelebilir.
Tüm yaş gruplarındaki çocuklarda alt solunum yolu enfeksiyonlarına neden olan en yaygın bakteri Streptococcus pneumoniae'dir. Tiplendirilemeyen Haemophilus influenzae ve Moraxella catarrhalis okul öncesi çocuklarda (yaş < 5 yaş) önemli bakteriler olabilirken, Mycoplasma pneumoniae bakterisi, okul çağındaki çocuklarda (6-18 yaş) önemlidir.
Sıvı veya gıdaları genzine veya soluk borusuna kaçırmaya yatkın çocuklar, özellikle de koruyucu hava yolu mekanizmaları zayıflamış olanlar, ağız içinde yer alan anaerobik streptokoklar denilen bakteri türleri ile enfeksiyon geçirebilirler.
Belirti ve bulgular
Akut bronşit sıklıkla viral üst solunum yolu enfeksiyonunu takip eder.
Solunum yolu virüslerinin baskın olduğu kış aylarında daha sık görülür. Soluk borusu ve bronş hücreleri, virüs tarafından istila edilir, bu da iltihap hücrelerin artmasına ve sitokinler denilen salgıların salınmasına yol açar. Bunu ateş ve halsizlik gibi belirtiler ve bulgular takip eder.
Akut bronşit, genellikle balgamlı öksürük ve bazen derin nefes alma veya öksürme sırasında göğüste ağrıya neden olur. Genellikle akut bronşitin klinik seyri kendi kendini sınırlar; tam iyileşme ve tam normale dönüş tipik olarak belirtilerin başlamasından sonraki 10-14 gün içinde görülür. Soluk borusu ve bronş hücreleri, önemli ölçüde hasar görebilir veya aşırı duyarlı hale gelebilir, bu da 1-3 hafta süren uzun süreli bir öksürüğe neden olabilir.
Bronşit etkenleri
Akut bronşit genellikle solunum yolu enfeksiyonlarından kaynaklanır; yaklaşık %90'ı virüs kökenlidir ve %10'u bakteriyeldir.
Kronik bronşit, zamanla bronşları zayıflatıp tahriş edebilen ve sonunda kronik bronşite yol açabilen tekrarlayan akut bronşit ataklarından kaynaklanabilir. Endüstriyel kirlilik de yaygın bir nedendir; ancak asıl suçlu uzun süreli sigara dumanına maruz kalmaktır.
Bronşite neden olan virüs enfeksiyonları: Adenovirüs, Grip (influenza), Parainfluenza, Solunum sinsityal virüsü (RSV), Rinovirüs, İnsan bocavirüs, Coxsackievirüs, Herpes simpleks virüsüdür.
Akut üst solunum yolu enfeksiyonunun bir parçası olarak ikincil bakteriyel enfeksiyon, kistik fibrozis veya immün yetmezliği olmayan, sigaraya maruz kalmayan hastalarda son derece nadirdir ancak aşağıdaki mikroplar olabilmektedir:
S. Pneumoniae, M. catarrhalis, H. influenzae (tiplendirilemeyen), Chlamydia pneumoniae, Mycoplasma türleri.
Sigara içmek ve pasif içicilikten kaynaklananlar gibi hava kirliliği de bronşite neden olur. Gebelikte ve doğum sonrasında evde sigara dumanına maruz kalmanın, çocuklarda astım ve tekrarlayan bronşit ile güçlü bir şekilde bağlantılı olduğu çalışmalarla gösterilmiştir.
Diğer nedenler arasında aşağıdakiler yer alır:
Alerjiler, Kronik genzine aldırma (aspirasyon) veya gastroözofageal reflü, Mantar enfeksiyonu.
İlk olarak burun akıntısı gibi özellikli olmayan olağan üst solunum yolu enfeksiyonu belirtileriyle başlar.
Üç ila 4 gün sonra, üretken olabilen veya olmayabilen sık, kuru, kesici bir öksürük gelişir.
Birkaç gün sonra balgam iltihabi görünümlü, koyu veya sarı ya da yeşil hale gelebilir, ancak her zaman bakteriyel enfeksiyon anlamına gelmez.
Birçok çocuk kusmaya neden olabilecek şekilde balgamını yutar. Göğüs ağrısı daha büyük çocuklarda belirgin bir şikayet olabilir ve öksürükle şiddetlenebilir.
Mukus genellikle 5-10 gün içinde yavaş yavaş incelir ve daha sonra öksürük yavaş yavaş azalır.
Tüm hastalık genellikle yaklaşık 2 hafta sürer ve nadiren 3 haftadan uzun sürer.
Fizik muayene bulguları hastanın yaşına ve hastalığın evresine göre değişir.
Erken bulgular yoktur veya düşük dereceli ateş ve nezle, boğaz ağrısı, farenjit, gözlerde kızarma, çapaklanma, konjonktivit gibi üst solunum yolu belirtilerini içerir.
Bu erken aşamada göğsün dinlenmesinde, muayenesinde bulgular önemsiz olabilir. Hastalık ilerledikçe ve öksürük kötüleştikçe nefes sesleri kabalaşır, kaba ve ince çıtırtılar ve dağınık, yüksek perdeli sesler, ıslık sesine benzeyen sesler ortaya çıkabilir.
Akciğer filmleri normal olabilir veya bronşlardaki işaretlerde, görüntülerde artış, bronş alanlarında dolgunluk olabilir.
Hekimin temel amacı, daha çok antibiyotik tedavisi gerektiren bakteriyel ajanların neden olduğu zatürreyi (pnömoniyi) dışlamaktır. Hayati belirtilerde anormallik olmaması (hızlı kalp atımı, çarpıntı, hızlı nefes alıp verme, zor nefes alıp verme, hava açlığı, ateş) ve göğüs muayenesinin normal olması, zatürre olasılığını azaltır.
Bronşitle karışan hastalıklar
Kalıcı veya tekrarlayan belirtiler, hekimin, akut bronşit dışındaki nedenleri düşünmesine yol açar. Başka bir çok durumda öksürük belirgin bir semptom olarak ortaya çıkar.
Öksürüğün baskın olduğu, şiddetli olduğu hastalıklar:
Bademcik iltihapları, farenjit, sinüzit, solunum yolu enfeksiyonları (klamidya, üreaplazma, boğmaca, mikoplazma), alerjiler, astım, verem, gastroözefageal reflü, bağışıklık hastalıkları, solunum yollarına (gırtlak, soluk borusu, bronşlar) kaçan yabancı cisimler (çekirdek, küçük oyuncak parçası gibi), yemek borusuna kaçan yabancı cisimler, doğuştan yutma bozuklukları, doğuştan kalp hastalıkları, prematüre doğuma bağlı kronik akciğer hastalığı, önceden geçirilen akciğer iltihabına bağlı gelişmiş olan bronşlarda kalıcı genişlemeler, kistik fibroz hastalığı, solunum yollarında balgamı temizleyen tüycüklerin çalışmasındaki bozukluklar, doğuştan gırtlak bozuklukları, soluk borusunun ve bronş kıkırdaklarının doğuştan gevşek olması, solunum yollarına dışarıdan baskı yapan doğuştan bozukluklar (damar basması, halka damar, damar yumağı), eozinofilik akciğer hastalığı gibi hastalıklar sayılabilir.
Tedavi
Akut bronşitin kendine özgü, spesifik bir tedavisi yoktur. Hastalık kendi kendini sınırlar ve antibiyotikler sıklıkla reçete edilmesine rağmen iyileşmeyi hızlandırmaz.
Sık sık pozisyon değiştirmek bebeklerde akciğer temizlenmesini kolaylaştırabilir.
Daha büyük çocuklar bazen buhar ile nem alınca daha rahattırlar ancak bu, hastalığın seyrini kısaltmaz.
Öksürük baskılayıcılar semptomları hafifletebilir ancak aynı zamanda balgamın artması ve üzerine mikrop eklenmesi ve yoğun balgam ile tıkanma riskini de artırabilir ve bu nedenle dikkatli kullanılmalıdır.
Antihistaminikler, yani alerji ilaçları, geniz akıntısı için faydalı olabilir ancak akciğerdeki salgıları kurutabilir ve yardımcı olmaz; balgam söktürücüler de aynı şekilde gerekli değildir.
Öksürük ve soğuk algınlığı adıyla satılan ilaçlar, 2 yaşından küçük çocuklarda kullanılmamalı ve 2-11 yaş arası çocuklarda kullanımı konusunda dikkatli olunmalıdır.
KRONİK BRONŞİT
Kronik bronşit yetişkinlerde iyi tanınır ve resmi olarak 2 yıl veya daha uzun süre boyunca her yıl 3 ay veya daha uzun süreli balgamlı öksürük olarak tanımlanır.
Hastalık, akut tıkanma ataklarının dinlenme dönemleriyle dönüşümlü olarak görülmesiyle sinsice gelişebilir.
Bir çok kolaylaştırıcı, tetikleyici durum, hava akımı tıkanıklığının veya kronik tıkayıcı akciğer hastalığının ilerlemesine yol açabilir; sigara içmek ana faktördür (hastaların %80'e varan oranda sigara içme geçmişi vardır).
Diğer koşullar arasında hava kirliliği, mesleki maruziyetler ve tekrarlanan enfeksiyonlar yer alır.
Çocuklarda kistik fibroz, bronkopulmoner displazi ve bronşektazi hastalıklarının olmadığından emin olmak gerekir.
Kronik bronşit tanımının çocuklara uygulanabilirliği net değildir.
Kronik bronşitin çocuklarda ayrı bir durum olarak varlığı tartışmalıdır. Yetişkinler gibi, kronik iltihabi hastalıkları olan veya zehirli maddelere maruz kalan çocuklarda da akciğer hücrelerinde, epitelinde hasar meydana gelebilir. Bu nedenle çocuklarda kronik veya tekrarlayan öksürük varsa, başka akciğer veya genel vücut bozuklukları araştırmalıdır.
Astım ve diğer iltihabi ve salgı oluşturucu akciğer hastalıklarıyla ortak özellikleri paylaşan diğer bir durum, kalıcı veya uzun süreli bakteriyel bronşittir. (persistent or protracted bacterial bronchitis).
Uzun süreli bakteriyel bronşit, balgamdan yapılan tetkiklerde bakteri sayısının fazla olması ve antibiyotik tedavisi ile 2 haftalık tedavide öksürüğün düzelmesi ile karakterize edilen kronik (3 haftadan fazla süren) balgamlı öksürük olarak tanımlanır.
Kronik bronşit, bronş tüplerinde bozulmalara neden olan aktif enfeksiyonla ilişkili olabilen tekrarlayan iltihaba bağlıdır. Kronik bronşitli hastalarda ya artan üretim ya da azalan temizlenme nedeniyle normalden daha fazla mukus, balgam bulunur. Öksürük, fazla salgıların temizlendiği mekanizmadır.
Kronik bronşit sıklıkla astım, kistik fibroz, diskinetik silia sendromu, yabancı cisim aspirasyonu veya hava yolunu tahriş eden bir maddeye maruz kalma ile ilişkilidir. Soluk borusuna delik açılması (trakeostomi) veya bağışıklık yetmezlikleri durumlarında tekrarlayan soluk borusu iltihabı ve bronşit ortaya çıkabilir.
Yetişkinlerde kronik bronşit, birbirini takip eden 2 yıl içinde en az 3 ay boyunca günlük balgam üretimi olarak tanımlanır. Bazıları bu tanımı çocukluk çağı kronik bronşitine uygular. Diğerleri ise tanımı tıbbi tedaviye rağmen 3-4 haftadan uzun süren balgamlı öksürük ile sınırlandırmaktadır.
Kronik bronşit aynı zamanda 1 aydan uzun süren öksürüğü veya akciğerin dinlenmesinde hırıltılı solunum veya balgamlı seslerle ilişkili olabilen tekrarlayan balgamlı öksürüğü içeren bir belirtiler grubu olarak da tanımlanır.
Tedavi
Pediatrik hastalarda kronik bronşitin tedavisinde, dinlenme, ateş düşürücülerin kullanımını, yeterli sıvı kullanılması (hidrasyon) ve sigaradan kaçınma gibi yaklaşımlar uygulanır. .
SİGARA İÇİMİ VE HAVA KİRLİLİĞİ
Tütün dumanı ve hava kirliliği gibi çevresel tahriş edici maddelere maruz kalmak öksürüğü tetikleyebilir veya şiddetlendirebilir.
Tütüne maruz kalma ile bronşit ve hırıltı dahil olmak üzere akciğer hastalıkları arasında köklü bir ilişki vardır.
Bu, sigara içmek veya pasif dumana maruz kalmak yoluyla ortaya çıkabilir. Esrar dumanı ve solunan maddeler (inhalanlar) diğer tahriş edici maddelerdir.
Partikül madde, ozon, asit buharı ve nitrojen dioksit dahil olmak üzere bir dizi kirletici akciğer gelişimini tehlikeye atar ve muhtemelen akciğer hastalığını hızlandırır.
Motorlu araç trafiğine yakınlık bu kirleticilerin önemli bir kaynağıdır.
Bu maddeler atmosferde bir arada bulunduğundan, herhangi bir birinin akciğer semptomlarına göreceli katkısını ayırt etmek zordur.
Uzun süreli bakteriyel bronşit (kronik ıslak öksürük)
Kronik balgamlı öksürüğü olan çocukların bir alt grubu olarak, belirtilerinin altında yatan önemli bir bakteriyel neden vardır. Bu durum için uzun süreli bakteriyel bronşit veya kronik ıslak öksürük gibi çeşitli terimler kullanılmıştır. Bu tanıyı koymak için klinik kriterler bir dereceye kadar özgün olmasa da, en az 4 hafta süren, başka bir açıklamayı düşündüren özelliklerin bulunmadığı ve 2-4 haftalık antibiyotikli tedaviyi takiben düzelen öksürük ile karakterizedir. Uzun süreli bakteriyel bronşit (PBB), çocuklarda yaygındır ve kalıcı ıslak, balgamlı öksürüğün uzman tedavisi için sevk edilen çocukların %40'ını etkilemektedir. Tedavi edilmezse uzun süreli bakteriyel bronşit, kronik iltihaplı, süpüratif akciğer hastalığına veya bronşların kalıcı olarak genişlemesine (bronşektaziye) yol açabilir.
Tanı, alt hava yollarının cihazla bakılmasında (esnek bronkoskopisinde) ödem, artmış bronşiyal balgamlar, sekresyonlar ve balgam örneği için temizleme yapılmasında (bronkoalveolar lavajı) pozitif bakteri kültürünün görülmesiyle konur. Streptococcus pneumoniae, tiplendirilemeyen Haemophilus influenzae ve Moraxella catarrhalis'in baskın enfeksiyon yapan bakteriler olduğu gösterilmiştir. PBB'li çocukların çoğunda, ilk antibiyotik tedavisinin ardından öksürük düzelir; ancak %44'e varan oranda tanıyı takip eden yıl içinde üçten fazla atak geçirebilir ve %16'sı 2 yıl içinde bronşektaziye ilerleyebilir. 3-4 hafta boyunca uygun bir antibiyotikle tedavi gereklidir. Daha ileri araştırmalar (akciğer tomografisi, bağışıklık testleri), iyileşme görmeyen hastalara tavsiye edilir.
Plastik bronşit
Plastik bronşit, tıkayıcı bronş hastalığının nadir, alışılmadık, ağır bir şeklidir. Hastalık, hava yolu tıkanıklığına neden olan soluk borusu ve akciğerin bronş ağacında kalın, esnekliğini yitirmiş dalların gelişimi ile kendini belli eder. Beraberinde doğuştan kalp hastalığı veya doğuştan akciğer hastalıkları olabilir.
Bronşitin toplumsal yönü nasıldır?
Yapılan araştırmalarda çocuk polikliniklerine gelen hastalarda sıklık olarak bronşitin orta kulak iltihabından biraz daha az, astımdan ise biraz daha yaygın olarak tanı konduğu saptanmıştır. Ancak çocuklarda astım sıklıkla kronik veya tekrarlayan bronşit olarak teşhis edilir.
Hem akut hem de kronik bronşit dünya çapında yaygındır ve bu tür verilerin takip edildiği ülkelerde çocukluk çağı hekimlerine başvuruların ilk 5 nedeninden biridir. Okul çocuklarında bronşit görülme sıklığı ülkeler arasında %20 ila 30 arasında değişmektedir.
Ortam hava kalitesindeki iyileşmeler sonucunda çocuklarda bronşit semptomlarının azaldığını gösteren çalışmalar mevcuttur.
Yoğun şehir içi nüfusu olan yerlerde, kronik bronşit ve astım riski artmaktadır.
Akut bronşit görülme sıklığı kadın ve erkeklerde eşittir.
Kronik bronşitte ise, kesin tanı kriterlerinin bulunmaması ve astımla önemli ölçüde örtüşmesi, çok benzemesi ve karışması nedeniyle kronik bronşit sıklığını kesin olarak belirlemek zordur. Ancak son yıllarda kronik bronşitin kadınlarda erkeklere göre sürekli olarak daha yüksek olduğu bildirilmektedir.
Akut (tipik olarak hırıltılı) bronşit en sık 2 yaşından küçük çocuklarda görülür, bunun dışında ise 9-15 yaş arası çocuklarda zirve yapar.
Kronik bronşit her yaştan insanı etkiler ancak 45 yaş üstü kişilerde daha sık görülür.
Gidişat
Akut bronşit, normalde sağlıklı olan çocukta neredeyse her zaman kendi kendini sınırlayan bir süreçtir. Ancak bu durum sıklıkla okula devamsızlığa neden olur. Kronik bronşit, uygun tedavi ve bilinen tetikleyicilerden (örneğin tütün dumanı) kaçınılmasıyla yönetilebilir. Astım, kistik fibroz, bağışıklık yetersizliği, kalp yetmezliği, bronşektazi veya tüberküloz gibi altta yatan herhangi bir hastalık sürecinin uygun şekilde yönetilmesi de önemlidir. Bu hastaların daha fazla akciğer hasarını ve geri dönüşü olmayan kronik akciğer hastalığına ilerlemeyi en aza indirmek için dikkatli periyodik izlemeye ihtiyaçları vardır.
İngiltere’de yapılan bir çalışmadan elde edilen veriler incelendiğinde, 2 yaşına kadar bronşit gibi bir alt solunum yolu enfeksiyonu geçiren çocukların, 73 yaşına kadar solunum yolu hastalığından ölme olasılığının, 2 yaşına kadar alt solunum yolu enfeksiyonu geçirmeyenlere göre, %93 daha fazla olduğunu göstermiştir.
Ortaya çıkabilecek sorunlar, nadirdir ve genzine ve akciğere gıda, sıvı, mide sıvısı veya benzeri maddeleri kaçırma (trakeobronşiyal aspirasyon), doğuştan solunum yolu anomalileri veya bağışıklık yetmezlikleri açısından değerlendirme yapılması gerekebilir. Ortaya çıkabilecek sorunlar, komplikasyonlarşunlar olabilir: Bronşektazi, Bronkopnömoni, Akut solunum yetmezliği.
Yaşlı hastalara boğmaca, difteri ve influenzaya karşı aşı yapılmasının gerekliliği konusunda bilgi verilmelidir; bu, etken organizmalara bağlı bronşit riskini azaltır. Bu hastaların pasif çevresel tütün dumanından kaçınmaları gereklidir; odun dumanı, uçucu kimyasallar, solventler ve temizleyiciler gibi havayı kirleten maddelerden kaçınmak ve uzun süreli solunum yolu enfeksiyonları için tıbbi yardım almak gerekir.
Ateşli akut bronşit dönemleri dışında çocuklar okula veya kreşe herhangi bir kısıtlama olmaksızın gidebilir. Enfeksiyon belirtileri azaldığında, iştah geri geldiğinde ve uyanıklık, güç ve rahatlama hissi oluştuğunda çocuklar okula veya kreşe dönebilirler.
Bronşit kendini nasıl gösterir?
Akut bronşit, soğuk algınlığı olarak kendini gösteren bir solunum yolu enfeksiyonu olarak başlar. Semptomlar genellikle soğuk algınlığı, halsizlik, üşüme, hafif ateş, boğaz ağrısı, sırt ve kas ağrısını içerir.
Bu çocuklarda öksürüğe genellikle burun akıntısı da eşlik eder. Akıntı ilk başta suludur, daha sonra birkaç gün sonra kalınlaşır ve renkli veya opak hale gelir. Daha sonra tekrar berraklaşır ve sümüksü sulu bir kıvama gelir, ardından 7-10 gün içinde kendiliğinden çözülür. Pürülan burun akıntısı viral solunum yolu patojenlerinde yaygındır ve tek başına bakteriyel enfeksiyon anlamına gelmez.
Başlangıçta öksürük kurudur ve sert veya hırıltılı bir ses çıkarabilir. Öksürük daha sonra gevşer ve balgamlı, üretken hale gelir. 5 yaşından küçük çocuklar nadiren balgam çıkarır. Bu yaş grubunda balgam genellikle kusmukta (yani öksürük sonrası kusma) görülür. Ebeveynler sıklıkla göğüste bir tıkırtı sesi fark ederler. Kanlı balgam (hemoptizi), göğüste yanma hissi ve nefes darlığı mevcut olabilir.
Bronşit ve Astım
Tekrarlayan akut veya kronik iltihaplı bronşit atakları çocuklarda olağan dışıdır ve astım olasılığı mevcuttur. Astımı uzun yıllardır teşhis edilemeyen çocuklarda sıklıkla tekrar tekrar bronşit tanısı konur.
Benzer şekilde, ebeveynlerde veya kardeşlerde ailede astım öyküsü, "tekrarlayan bronşit" öyküsüyle maskelenebilir. "Astımlı bronşit" veya "hırıltılı bronşit" tanısı aslında astım olabilir.
Bronşit ve İmmün Yetmezlik
Tekrarlayan akut veya kronik bronşit atakları immün yetmezlik ile ilişkili olabilir. Çocuk hastalarda en sık görülen 4 immün yetmezliği tanımlanmıştır: Bebeklik döneminde geçici hipogamaglobulinemi (THI),
İmmünoglobulin G (IgG) alt sınıf eksikliği, Bozulmuş polisakkarit duyarlılığı (kısmi antikor eksikliği), Seçici IgA eksikliği (IgAD).
Bu 4 bağışıklık yetersizliği (immün yetmezlik) durumunun tümü, iltihaplı burun içi iltihap (pürülan rinit), sinüzit, orta kulak iltihabı ve bronşit gibi tekrarlayan bakteriyel solunum yolu enfeksiyonları ile karakterize edilir. Seçici immün yetmezliği olan bazı hastalar intravenöz immünoglobulin (IVIG) kullanımından fayda görebilir ve uzun vadeli gidişat genellikle mükemmeldir.
Yabancı cisim, bronkopulmoner alerji, bağışıklığın baskılanması da diğer hastalıklarda bazılarıdır.
Kronik bronşit genellikle astım, kistik fibroz, diskinetik silia sendromu, yabancı cisim aspirasyonu veya hava yolu tahriş edicisine maruz kalma gibi altta yatan bir hastalık sürecinin bir parçasıdır. Tekrarlayan trakeobronşit, trakeostomili veya bazı immün yetmezlik formları olan hastalarda da görülebilir. Bu hasta gruplarının tamamında kronik bronşit, altta yatan hastalığın patolojisini tanımlamadığından birincil tanı olmamalıdır. O hastalıkların bir sonucudur.
Bronşite benzeyen ve bronşitle karıştırılan diğer hastalıklar: Akut sinüzit, Aspirasyon Sendromları, Atipik Mikobakteriyel Enfeksiyon, Bakteriyel Trakeit, Bronşiyolit, IgA ve IgG Alt Sınıf Eksiklikleri, Bronkopulmoner Displazi (BPD), Grip (influenza), Pasif Sigara İçme ve Akciğer Hastalığı, Aspergilloz, Astım, Bronşektazi, Bronkojenik Kist, Yaygın Değişken İmmün Yetmezlik hastalığı (CVID), Gastroözofageal Reflü, Zatürre, Trakeomalazi, Tüberküloz, Solunum Sinsityal Virüs Enfeksiyonu, Rinovirüs (RV) Enfeksiyonu (Soğuk Algınlığı), Kistik Fibrozis, Duman Solunmasına bağlı akciğer zedelenmeleri.
Testler: Ayakta tedavi gören, sorunsuz akut solunum yolu hastalığı olan hastaların laboratuvar değerlendirmesine çok az ihtiyacı vardır.
Hastanede Yatan Çocuklarda Testler
Hastanede yatan çocuklar için serum C-reaktif protein taraması, solunum kültürü, hızlı tanı çalışmaları ve serum soğuk aglütinin testi (uygun yaşta), enfeksiyonun bakterilerden, atipik bakterilerden (örn. Chlamydia pneumoniae, Mycoplasma pneumoniae) kaynaklanıp kaynaklanmadığının sınıflandırılmasına yardımcı olur. Solunum sinsityal (RSV), parainfluenza ve grip virüsleri için antijen veya polimeraz zincir reaksiyonu testi (PCR) kullanarak burun ve boğazın arkasından sürüntü alınır veya virüs kültürleri yapılır. Sonuca göre tedavi başlanır.
Astım Testi
Günlük yüksek dozda oral kortikosteroidlere klinik yanıt, astımı doğrulamak için tanısal ve tedavi edici bir çalışma olarak düşünülebilir. Solunum fonksiyon testiyle ortaya çıkan geri dönüşümlü hava yolu tıkanıklığının kanıtı astım tanısını doğrular.
Kistik Fibrozis Testi
Yenidoğan tarama programlarında kistik fibrozis transmembran reseptörü (CFTR) mutasyon analizleriyle birlikte immünoreaktif trypsinogen (IRT) testlerini kullanılmaktadır. Pozitif sonuç veren yenidoğanlarda kistik fibrozu teşhis etmek veya dışlamak için ter testi yapılması gerekir. Sonuçlar şüpheli tanı aralığına giriyorsa, ter testi 2 ay içinde tekrarlanır.
Tekrarlayan solunum yolu enfeksiyonu, kronik ishal veya gelişme geriliği olan ve kistik fibroz için yenidoğan tarama sonuçları negatif olan bebek veya çocuklarda da ter testi yapılabilir.
İmmün Yetmezlik Testi
İmmün yetmezlikten şüphelenilen çocuklarda tanıyı koymak için toplam serum immünoglobulinlerinin, immünoglobulin G (IgG) alt sınıflarının ve spesifik antikor üretiminin ölçülmesi önerilir.
Akciğer filmi
Genelde olarak gerekli değildir, ancak çekilirse komplikasyonsuz bronşitli hastaların çoğunda normal görünür. Anormal bulgular az görülür, havalanma kaybı, havalanma fazlalığı ve bronşların etrafında kalınlaşma gözlenebilir. Belirli bir noktada yoğunlaşma genellikle mevcut değildir. Bu bulgular astım hastalarındaki radyografik bulgulara benzer. Radyografik bulgular, özellikle yaşamsal belirtilerde veya nabız oksimetre bulgularında anormallikler mevcut olduğunda, diğer hastalıkların veya beraberinde getirecekleri ek sorunların dışlanmasına yardımcı olabilir.
Solunum Fonksiyon Testi
Solunum fonksiyon testleri, bronş genişleticilerle geri döndürülebilen hava akımı tıkanıklığını gösterebilir.
Bronkoskopi: Fiberoptik bronkoskopide hava yollarının eritematöz ve kırılgan görünmesi durumunda kronik bronşit tanısı konur.
Tedavi
Yaklaşımda Dikkat Edilmesi Gerekenler
Akut bronşit veya kronik bronşitin alevlenmesi için acil bakım, çocuğun yeterli oksijen ve sıvı durumuna sahip olmasını sağlamaya odaklanmalıdır. Bronşitin altta yatan ciddi bir hastalık nedeniyle olmadığı sürece ayaktan tedavi uygundur. Genel önlemler arasında dinlenme, ateş düşürücü ilaç kullanımı, yeterli ağızdan sıvı alımı ve sigaradan uzak durulması yer alır.
Varsa, altta yatan herhangi bir bozukluğun uygun bakımı çok önemlidir. Astımın rolünün tanınması ve uygun tedavilerin uygulanması birçok hastanın başarılı tedavisinin anahtarıdır.
Ateşli hastaların oral sıvı alımını arttırması gerekir. Hastanın ateşi düşene kadar dinlenmesi şarttır.
Belirtilerin düzelmesi, fizik muayene bulgularının normal olması ve solunum fonksiyon testlerinin normal olması, akut tedavi ihtiyacının sona erdiğini gösterir. Astım tanısı konulan hastaların muhtemelen o hastalık için sürekli tedaviye ihtiyacı olacaktır.
İlaçlarla Tedavi
Akut bronşit
Diğer açılardan sağlıklı bireylerde antibiyotik kullanımının belirtileri hafifletmede veya akut bronşitin doğal seyrini iyileştirmede tutarlı bir faydası gösterilememiştir.
Pelargonium sidoides köklerinden türetilen bitkisel bir ilaç, akut bronşiti olan çocuk hastaların (1-18 yaş) tedavisinde olası bir rolü mevcuttur.
Kronik bronşitte tedavi
Antibiyotikler birincil tedavi olmamalıdır. Genellikle tedavi sağlamazlar ve daha uygun astım tedavilerinin başlatılmasını geciktirebilirler. Bununla birlikte, kronik ıslak öksürüğü olan ve semptomları 2-4 haftadan uzun süren ve çoğunda uzamış bakteriyel bronşit bulunan çocuklarda antibiyotikler uygun olabilir.
Bronş genişletici tedavi salbutamol veya terbutalin gibi ilaçlar etkili olabilir.
Bronş genişletici tedavisine rağmen öksürüğü devam eden ve öykü ve fizik muayenede bronşitin hırıltılı bir formunu düşündüren çocukta kortikosteroidler eklenmelidir.
Beta-laktamaza dirençli antibiyotikler (örn. amoksisilin-klavulanat) veya makrolid (klaritromisin gibi) gibi bir ilaçla antibiyotik tedavisi düşünülebilir.
Aşılama, gribe karşı en önemli önleyici tedbirdir; aşılar influenza A ve B'yi kapsamakta ve böylece uygun popülasyonlarda bronşite karşı daha fazla koruma sağlamaktadır. Antiviral ilaçlar ikinci savunma hattını temsil eder.
İnfluenza virüsüne karşı aktiviteye sahip antiviral ajanlar arasında amantadin, rimantadin, oseltamivir ve zanamivir bulunur. Amantadin ve rimantadin, influenza A suşları arasında yaygın direnç nedeniyle önerilmemektedir. Oseltamivir direnci de mevcuttur.
Solunum yolu ile verilen kortikosteroidler (kortizonlar), ağızdan veya iğne ile kortikosteroid ihtiyacını azaltır. Beklometazon, Flutikazon, Budesonid.
Deksametazon ise ağızdan veya iğne ile verilebilen kortizondur.
Bu tedavi kararları, mutlaka çocuk hastalıkları uzmanı tarafından verilmelidir. Çocuk hastalıkları uzmanı, uygun ve gerekli gördüğünde, çocuğu, hastalığının durumuna göre, çocuk alerji, immünoloji ve göğüs hastalıkları bölümlerine yönlendirecektir.
******