Çocuklarda Ateş Yükseklikleri
Normal vücut sıcaklığı, kişiden kişiye ve gün boyunca değişir (genellikle öğleden sonra en yüksek seviyededir). Normal vücut sıcaklığı, okul öncesi çağındaki çocuklarda, özellikle 18 ila 24 aylıkken, diğer yaşlara göre daha yüksektir. Bununla birlikte, bu farklılıklara rağmen, çoğunlukla ateş, makattan (rektal) termometre ile ölçüldüğünde 38° C veya daha yüksek bir sıcaklık olarak tanımlanır.
Ebeveynler genellikle sıcaklığın ne kadar yüksek olduğu konusunda endişe duysa da, ateşin yüksekliği mutlaka sebebin o kadar ciddi olduğunu göstermez. Bazı küçük hastalıklar yüksek ateşe neden olurken, bazı ciddi hastalıklar sadece hafif bir ateşe neden olur. Diğer belirtiler (nefes almada zorluk, kafa karışıklığı ve sıvı veya besin alamama gibi) hastalığın ciddiyetini sıcaklıktan çok daha iyi gösterir. Ancak, 41° C üzerindeki bir sıcaklık, nadir görülse de, tek başına tehlikeli olabilir.
Bir çocukta vücut sıcaklığındaki herhangi bir anormal artış, altta yatan bir durumun bir belirtisi olarak değerlendirilmelidir. Ateş, kanda ateş yüksekliği mekanizmasını harekete geçiren maddelere (endojen pirojenlere) maruz kalma nedeniyle beyinde bir bölge olan hipotalamik sıcaklık ayar noktasının değiştirilmesi yoluyla vücut sıcaklığında bir artış meydana geldiğinde ortaya çıkar. Yani normal ateş yüksekliğinde, beyindeki bir merkez aracılığı ile vücudun normal sıcaklık aralığı değiştirilir, mesela 36 - 37 arası iken normal aralık 38 - 40 olur.
Bunun aksine hipertermi diye adlandırılan durumda, dışarıdan artan ısı emilimi, ısı üretimi ve/veya ısıyı dağıtma yeteneğinin azalması nedeniyle beyindeki bu ateş ayar merkezi bozulur, ateş bu şekilde yükselir. Bu fark, hiperterminin, ateşin aksine, vücut üzerinde ciddi sonuçlara yol açabileceği anlamına gelir; çünkü hipertermi, vücudun, beynin kontrolü altında olan bir durum değildir, ateş ayarlama sistemi bozulmuştur.
Hipertermi çocuklarda ateşe göre daha az görülür. Çoğu hipertermi vakası, sıcak mevsimde arabada bırakılan çocukların dahil olduğu "unutulmuş bebek sendromu" vakasında olduğu gibi, vücudun sıcaklık düzenleme merkezinin normal çalışmasını bozan, aşırı ısıya maruz kalmanın neden olduğu çevresel yüksek sıcaklıklardan kaynaklanmaktadır. “Sıcak çarpması”, çevresel ısıya maruz kalma nedeniyle merkezi sinir sistemi fonksiyon bozukluğunun eşlik ettiği vücut sıcaklığının 40 ◦C veya daha fazla olması olarak tanımlanır. Küçük çocuklar, daha büyük çocuklara ve yetişkinlere kıyasla daha az verimli ısı dağıtma mekanizmalarına sahiptir. Diğer kolaylaştırıcı etkenler arasında aşırı sıvı kaybının olduğu veya su-tuz dengesini olumsuz etkileyen durumlar (mesela mide bağırsak hastalıkları, ishal, kusma, diyabet insipidus, diyabet, kistik fibroz, idrar söktürücü ilaçlar, ateş); terlemenin yetersiz olduğu durumlar (spina bifida, ailesel disotonomi, hipo/anhidrotik ektodermal displazi, Crisponi sendromu, Fabry hastalığı); susuzluk/su alımının azalması (bilişsel bozukluk, küçük çocuklar); beyindeki kontrol merkezi olan hipotalamusta işlev bozukluğu; anoreksiya nervoza; ve obezite yer alır.
Çevresel ısıya maruz kalmanın yanı sıra, hipertermi, doğrudan anormal ısı düzenlemesi veya artan ısı üretimiyle sonuçlanan koşullardan da kaynaklanabilir. Hipotalamusun (doğuştan veya edinilmiş) zedesini içeren merkezi sinir sistemi koşulları, sıcaklık düzensizliğine ve hipertermiye (bazen "nörojenik" veya "merkezi ateş" olarak adlandırılır) yol açabilir. Diğer nedenler arasında, uzun süren sara nöbetleri (status epileptikus), tiroid bezinin aşırı çalışması (tirotoksikoz) ve anormal ısı düzenlenmesiyle ilişkili olan genetik hastalıklar yer alır.
Hipertermi oluşturan ilaçlardan kaynaklanan zehirlenme ciddi hipertermiye neden olabilir; ilgili ilaçlar arasında uyarıcı/sempatomimetik ilaçlar (kokain, metamfetamin, ekstazi), antikolinerjik ilaçlar (mesela, alerji için kullanılan ilaçlar, trisiklik antidepresanlar), serotoninerjik ilaçlar (serotonin sendromu, depresyon ilaçları) ve salisilatlar (aspirin çeşitleri) bulunur.
Nöroleptik malign sendrom, antipsikotik ilaçlara ve aynı zamanda metoklopramid gibi kusma önleyici ilaçlara karşı gelişen, bilinç durumu değişikliği, kas sertliği, hareket bozuklukları, hipertermi ve sinir sistemi ile ilgili bozukluk (otonomik disfonksiyon) ile kendini belli eden, çocuktan çocuğa değişen, her çocukta ayrı şekilde kendini göstern (idiosenkratik) bir bozukluktur.
Malign hipertermi, çeşitli konjenital kas bozuklukları ile ilişkili ve anestezide kullanılan süksinilkolin veya inhalasyon anestezik ajanları tarafından tetiklenen nadir bir genetik hastalıktır (14.000 çocuk genel anestezisinde 1). Klinik özellikler arasında genellikle yaygın kas spazmının habercisi olan aşırı yüksek sıcaklığın (38.5-46 ◦C) hızlı bir şekilde ortaya çıkması, kas sertliği, metabolik asidoz ve kalp damar sisteminde çöküş yer alır. İlgili anesteziklerin kesilmesi, sodyum dantrolen isimli ilaç ile kas gevşemesi sağlanması ve vücuttaki yüksek miktardaki asitlerin (metabolik asidozun) düzeltilmesini içeren özel tedavi, bir zamanlar %70'e varan oranlarda olan ölüm riskini %5'in altına düşürmüştür.
Çocuklarda ateşin en yaygın nedenleri enfeksiyonlardır; bulaşıcı olmayan nedenler arasında bağışıklıkla ilgili hastalıklar, mikrobik olmayan iltihabi durumlar ve kanserler yer alır.
Ateşin nedeni sorulan sorular ve tam bir muayene ile belirlenemediğinde buna “kaynağı bulunamayan ateş” (FWS) denir. Bu çocukların az bir kısmında ciddi bir bakteriyel enfeksiyon (SBI) (esas olarak idrar yolu enfeksiyonu (İYE), daha az yaygın olarak zatürre, vücutta yaygın mikrop (sepsis) veya menenjit) görülürken, çoğunluğunda hafif, kendi kendine düzelen viral hastalıklar bulunur. Bununla birlikte, virüse bağlı bir üst solunum yolu enfeksiyonunun belirti ve bulguları, aynı anda birden fazla enfeksiyon olma ihtimali olduğu için ciddi enfeksiyon riskini ortadan kaldırmaz. FWS'li 2 ila 36 aylık çocuklar üzerinde yapılan bir çalışmada, ateş için başka bir açıklama bulunamayan çocukların %76'sında en az bir virüs (en sık olarak adenovirüs, insan herpes virüsü-6, enterovirüs ve parekovirüs) saptanmıştır. Ama ciddi enfeksiyonu olan çocuklarda da ek olarak en az bir virüs de çocukların %40'ında saptanmıştır. Bu nedenle virüslerin tespiti, durumun tamamen risksiz veya başka bir bakterinin olmadığı anlamına gelmemektedir. Sebebi bilinmeyen ateş (FUO) ise daha farklı bir durumdur, bunda muayeneler dışında yapılan testler de normaldir.
Ateşin yüksekliği hastalığın ciddiyetini tek başına tanımlamasa da 39 ◦C üzerinde sıcaklıkta, ciddi bakteriyel enfeksiyon olma ihtimali daha yüksektir. Bu ihtimal özellikle 6 aydan küçük bebeklerde daha fazladır. Ancak 6 ay veya daha küçük bebeklerin ciddi enfeksiyon riski ayrıca daha az ateş yüksekliklerinde de fazladır. Bu nedenle daha düşük sıcaklıkların güven verici olduğu düşünülemez. Ateşi 41◦C veya daha çok olan çocukların yarısında ciddi bakteriyel enfeksiyon mevcuttur, bu yapılan çalışma ile gösterilmiştir. Ayrıca, 41 ◦C'nin üzerindeki sıcaklıklarda menenjit riski de artar. Üstelik, ciddi bakteri enfeksiyonu olan bazı çocukların vücut sıcaklığı normal, hatta düşük bile olabilir.
Ateş, vücudun enfeksiyonla savaşmasına yardım etmede yararlı olabilir. Bazı uzmanlar, ateşi düşürmenin bazı rahatsızlıkları uzatabileceğini veya muhtemelen bağışıklık sisteminin enfeksiyona tepkisini engelleyebileceğini düşünüyor. Bu nedenle, ateş rahatsız edici olsa da, sağlıklı çocuklarda her zaman tedavi gerektirmez. Bununla birlikte, akciğer, kalp veya beyin bozukluğu olan çocuklarda ateş, vücuttaki sistemleri zorladığı için (örneğin, kalp atış hızını artırarak) sorunlara neden olabilir. Bu nedenle, bu tür çocuklarda sıcaklığın düşürülmesi önemlidir.
Ateşi olan bebekler genellikle huzursuzdur ve iyi uyuyamayabilir veya iyi beslenemeyebilir. Daha büyük çocuklar, oyuna olan ilgilerini kaybederler. Genellikle ateş ne kadar yükselirse, çocuklar o kadar huzursuz ve ilgisiz hale gelir. Ancak bazen yüksek ateşi olan çocuklar şaşırtıcı derecede iyi görünürler. Çocuklar vücut sıcaklıkları hızla yükseldiğinde nöbet geçirebilir (ateşli nöbetler, havale olarak adlandırılır). Nadiren ateş o kadar yükselir ki çocuklar halsiz, uykulu ve dış uyaranlara tamamen tepkisiz hale gelir.
Çocuğun Ateşi Nasıl Ölçülür?
Bir çocuğun ateşi makattan (rektumdan), kulaktan, ağızdan, alından veya koltuk altından ölçülebilir. Dijital termometre ile ölçülebilir. Dijital termometrelerin kullanımı daha kolaydır ve çok daha hızlı ölçer (ve genellikle hazır olduklarında bir sinyal verirler). Civa içeren cam termometreler kırılıp insanları civaya maruz bırakabilecekleri için pek önerilmemektedir.
Sıcaklığı ölçmenin en iyi yöntemi çeşitli faktörlere bağlıdır. Her durumda, rektal sıcaklıklar en doğru olanıdır. Ancak ağızdaki sıcaklık ölçümleri (4 veya 5 yaşından büyük çocuklar için) doğru yapıldığında doğrudur. Koltuk altından, kulaktan ve alından ölçülen sıcaklıklar en az doğru olanlardır ancak ilk test olarak yararlı olabilir.
Toksik olan cıvaya maruz kalmanın olası riskleri nedeniyle cam termometreler önerilmez. Başka bir (dijital) termometre mevcut değilse, kullanmadan önce cam termometreyi dikkatlice "salladığınızdan" emin olun.
Rektal (makattan) ateş ölçümü en doğrusudur. Yani, çocuğun gerçek iç vücut sıcaklığına en yakın olan ölçüm budur. Rektal sıcaklık için, termometrenin ampulü bir kayganlaştırıcı (mesela vazelin) ile kaplanmalıdır. Daha sonra, çocuk yüzüstü veya yan yatarken termometre makata yaklaşık 1 ila 2 santimetre kadar nazikçe sokulur. Çocuğun hareket etmesi engellenmelidir. Basit termometrelerde 3 ila 5 dakika kadar beklenir, dijital termometreler, ölçüm işlemi bitince ses ile uyarı verirler.
Çocuğun dilinin altına dijital bir termometre yerleştirilerek ağızdan ateş ölçülebilir. Ağız içi (oral) sıcaklıklar güvenilir okumalar sağlar ancak küçük çocuklarda uygulaması zordur. Termometreyi soğuk su ve sabunla temizleyin. Suyla durulayın.
Termometrenin ucunu çocuğun dilinin altına, arkaya doğru yerleştirin. Çocuğunuzdan termometreyi dudaklarıyla tutmasını isteyin. Dudakları termometrenin etrafında kapalı tutun. Bir cam termometre yaklaşık 3 dakika sürerken, çoğu dijital termometre 1 dakikadan daha az bir süreye ihtiyaç duyar. Son 30 dakika içinde sıcak veya soğuk yiyecek veya içecek tüketen çocuğun ağzının sıcaklığını ölçmeyin. Küçük çocuklar, doğru bir okuma için gerekli olan termometrenin etrafında ağızlarını nazikçe kapalı tutmakta güçlük çekerler. Ağızdan ateşin güvenilir bir şekilde ölçülebileceği yaş, çocuktan çocuğa değişir, ancak tipik olarak 4 yaşından sonradır.
Koltuk altı sıcaklıkları, çocuğun koltuk altına doğrudan cilt üzerine dijital bir termometre yerleştirilerek ölçülür. Termometrenin ucunu çocuğun kuru koltuk altına yerleştirin. Çocuğun dirseğini göğsüne doğru 4 ila 5 dakika tutarak termometreyi yerinde tutun. Doktorlar bu yöntemi daha az kullanır çünkü diğerlerinden daha az doğrudur (değerler genellikle düşüktür ve büyük ölçüde değişir). Bununla birlikte, bakıcılar rektal sıcaklık ölçümü yapmaktan rahatsızsa ve kulak veya alın sıcaklığını ölçecek bir cihaza sahip değilse, koltuk altı sıcaklığını ölçmek, sıcaklığı hiç ölçmemekten daha iyi olabilir. Tarama amaçlı kullanılabilir, yüksek çıkarsa, başka bir ölçüm yöntemiyle sağlaması yapılır.
Kulak zarından kızılötesi (ısı) radyasyonu ölçen dijital bir cihazla kulak sıcaklıkları ölçülebilir.
Kulaktaki sıcaklığı ölçmek için ebeveyn, kulaktan ateş ölçen cihazın ucunu kulak deliğine yerleştirmeden önce çocuğun dış kulağını geriye doğru çekmelidir.
Kulak ölçüm ucu, cihazın özelliklerine göre, yaklaşık 2 saniye boyunca çocuğun kulağında tutularak veya anında ateş ölçülmüş olur.
Çocuk soğuk bir günde dışarıdaysa kulak sıcaklığını ölçmeden önce 15 dakika bekleyin.
Kulak tüpleri ve kulak enfeksiyonları kulak sıcaklığının doğruluğunu etkilemez.
3 aylıktan küçük bebeklerde kulak termometreleri güvenilir değildir.
Alın sıcaklıkları (temporal arter (atardamar) sıcaklıkları), alındaki bir damardan kızılötesi radyasyonu ölçen bir dijital cihazla alınır. Alın sıcaklığı için, tarama düğmesine basarken termometrenin başı alın boyunca saç çizgisinden hafifçe hareket ettirilir. Dijital bir okuma sıcaklığı sağlar. Alın sıcaklıkları, özellikle 3 aylıktan küçük bebeklerde rektal sıcaklıklar kadar doğru değildir.
Ateşi ölçmenin en iyi yolu:
- 3 yaş ve altındaki çocuklar için: makattan
- İşbirliği yapabilen 4 yaş ve üzeri çocuklar için: ağızdan ateş ölçümü
- her yaş için: koltuk altı (aksiller) ve temporal arter (alın) en kolayıdır ancak daha az doğrudur.
- Kulak içi (timpanik) 6 ay ve üzeri çocuklar için uygundur.
Çocuğun ateşinin aşağıdaki seviyelerden birinde veya üzerinde olması ateştir:
Rektal, timpanik (kulak içinde) veya temporal arter (alın boyunca): 38°C
Ağızdan: 37,5°C
Koltuk altı: 37,3°C
Ölçüm yöntemi Normal aralık
Makattan 36.6°C - 38°C
Kulaktan 35.8°C - 38°C
Ağızdan 35.5°C - 37.5°C
Koltukaltı 34.7°C - 37.3°C
Alından temaslı ve temassız ölçen cihazlar mevcuttur. Cilde temas etmeden ölçüm yapan cihazlar Covid 19 sonrası daha da yaygınlaşmıştır, temaslı ölçüm yapan cihazlar pek kullanılmamaktadır. Alından bakılan ateşte kullanılan infrared ölçüm cihazlarının kalitesi çok önemlidir. Alından orta hattan yan taraflara kadar ölçüm yapılabilir, ideal olarak belirtilen ölçüm şekli alnın tam ortasından, alna yaklaşık 2.5 cm uzaklıktan yapılan ölçümdür, zaten ölçüm, alnın yan tarafındaki, şakaklardaki, kulağın ön tarafından çıkan ve alna doğru dallanarak yayılan temporal arter denen atardamarın sıcaklığını hedef almaktadır. Net bir normal aralık, her çalışmada farklı farklı saptanmakla birlikte, 38 santigrat derece ve üzerindeki ölçümler ateş yüksekliği kabul edilmektedir.
Koltukaltı ölçümleri, alna yapıştırılan, yapıştırıcılı ateş ölçen sistemler veya emzik şeklinde ölçüm cihazları, güvenilirlik açısından yeterli kabul edilmemektedir. Koltukaltı ölçümleri, aslında sadece tarama amaçlı kullanmak daha doğrudur. Tekrar söyleyelim, yükseklik saptanırsa başka ölçüm yöntemleriyle teyit edilmelidir.
Ateş, enfeksiyona, yaralanmaya veya iltihaplanmaya yanıt olarak ortaya çıkar ve birçok nedeni vardır. Ateşin olası nedenleri, ateşin 14 gün veya daha az (akut) veya 14 günden fazla (kronik) sürmesine ve ayrıca çocuğun yaşına bağlıdır. Ateşler genellikle akuttur.
Akut ateş
Yeni başlayan bir kaç gündür olan ateştir. 14 günü geçmemiştir. Bebeklerde ve çocuklarda akut ateş genellikle bir enfeksiyondan kaynaklanır. Yani mikrobiktir.
Diş çıkarma 38° C veya üzerinde bir ateşe neden olmaz. 37.8 derece ölçüldüğünde artık başka bir neden olabileceği akla gelmelidir.
Akut ateşin en yaygın nedenleri:
Üst solunum yolu enfeksiyonları, nezle veya grip gibi bir virüse bağlı solunum yolu enfeksiyonları, virüse bağlı alt solunum yolu enfeksiyonları, virüslere, bakterilere bağlı gastroenterit (sindirim sistemi enfeksiyonu), bazı bakteriyel enfeksiyonlar, özellikle kulak enfeksiyonları (orta kulak iltihabı), sinüs enfeksiyonları (sinüzit), pnömoni (zatürre) ve idrar yolu enfeksiyonları, virüslere bağlı diğer enfeksiyonlar (CMV, EBV, Corona vb.), boğaz enfeksiyonları (farenjit, tonsillit), döküntülü hastalıklar (5. hastalık, 6. hastalık, el-ayak-ağız hastalığı, kızamık, kızamıkçık, su çiçeği, kabakulak...), gizli bakteriyemi, cilt enfeksiyonları (selülit), ensefalit (beyin iltihabı), menenjit (beyin zarlarının iltihabı); aşılar, bazı ilaçlar, Kawasaki hastalığı, akut romatizmal ateş.
Bebekler, özellikle de yenidoğanlar, aşırı giydirildiklerinde, battaniyeye sarıldıklarında veya sıcak bir ortamda tutulduklarında ateşleri yükselebilir, çünkü vücut ısılarını daha büyük çocuklar kadar iyi düzenleyememektedirler. Ancak yenidoğanlarda ateş ciddi bir enfeksiyonun işareti olabileceğinden, aşırı giydirilmiş bebeklerin bile ateşi olup olmadığı doktor tarafından kontrol edilmelidir.
Yenidoğanlar ve küçük bebeklerin, bağışıklık sistemleri tam olarak gelişmediği için bazı ciddi enfeksiyonlara yakalanma riski daha yüksektir. Bu tür enfeksiyonlar doğumdan önce veya doğum sırasında edinilebilir ve sepsis (ciddi bir kan enfeksiyonu), pnömoni (zatürre) ve menenjit olarak kendini gösterebilir.
Ateşi çıkan 3 yaşından küçük çocukların (özellikle ateşleri 39° C veya daha yüksekse) bazen kan dolaşımında bakteri bulunur (bakteriyemi). Daha büyük çocukların aksine, bazen ateş dışında belirti göstermeyen bakteriyemileri vardır (gizli bakteriyemi). Genellikle gizli bakteriyemiye neden olan bakterilere (Streptococcus pneumoniae ve Haemophilus influenzae tip b [Hib]) karşı rutin aşılar artık yaygın olarak kullanılmaktadır. Sonuç olarak, bu aşılar bu yaş grubundaki çocuklarda gizli bakteriyemiyi neredeyse ortadan kaldırmıştır.
Akut ateşin daha az yaygın nedenleri arasında aşıların ve bazı ilaçların yan etkileri, deride (selülit) veya eklemlerde (septik artrit) bakteriyel enfeksiyonlar, beyinde (ensefalit) veya beyni kaplayan dokularda (menenjit) viral veya bakteriyel enfeksiyonlar yer alır. Vücudun farklı bölümlerinin iltihaplandığı bozukluklar (Kawasaki hastalığı veya çocuklarda multisistem inflamatuar sendrom [MIS-C]) da ateşe neden olur. Sıcak çarpması çok yüksek vücut ısısına neden olur.
Tipik olarak, aşılamaya bağlı ateş, aşı verildikten sonra birkaç saatten bir güne kadar sürer. Ancak bazı aşılar, aşı yapıldıktan 1 veya 2 hafta sonra ortaya çıkan ateşe neden olabilir (kızamık aşısında olduğu gibi). Aşı olmaları planlandığında ateşi olan çocuklar, ateşi çok yüksek değil ve ciddi bir hastalıkları yoksa aşı olabilirler.
Kronik Ateş
Kronik ateş en yaygın olarak aşağıdakilerden kaynaklanır:
Uzun süreli viral hastalık
Özellikle küçük çocuklarda arka arkaya geçirilen viral hastalıklar
Kronik ateş, diğer birçok mikrobik (enfeksiyöz) ve mikrobik ve bulaşıcı olmayan hastalıktan da kaynaklanabilir.
Kronik ateşin bulaşıcı nedenleri şunlardır:
Bir virüse bağlı enfeksiyonlar, örneğin, Enfeksiyöz mononükleoz (Epstein-Barr virüsü enfeksiyonu), Sitomegalovirüs, Arbovirüsler, Hepatit, Sinüzit, Akciğer iltihaplanması, Karın içi apseler, Bakteri veya parazitlerin neden olduğu sindirim sistemi enfeksiyonları, Kemiğin mikrobik iltihapları (enfeksiyonları) (osteomiyelit gibi), Eklem enfeksiyonu (septik artrit), Kalp enfeksiyonları (endokardit gibi), Tüberküloz (Verem), Sıtma (coğrafi bölgeye göre değişir), Lyme hastalığı, Kedi tırmığı hastalığı
Kronik ateşin bulaşıcı olmayan nedenleri şunlardır:
İnflamatuar barsak hastalıkları, Crohn hastalığı, Ülseratif kolit; Eklem ve bağ dokusu bozuklukları, örneğin Jüvenil idiyopatik artrit veya diğer bağ dokusu bozuklukları, Sistemik lupus eritematozus (lupus); Kanser (lösemi, lenfoma, Nöroblastom, kemik tümörleri gibi).
Periyodik ateş sendromları: Belirli zaman aralıkları ile ateş yüksekliğine neden olan hastalıklardır. Aftöz stomatit, farenjit ve adenit (PFAPA sendromu) ile periyodik ateş; Ailevi akdeniz ateşi; Döngüsel nötropeni.
Nadiren çocuklar ateş taklidi yapar veya bakıcılar baktıkları çocukta ateş olduğunu iddia eder, hatta ateşin yükselmesi için bazı maddeleri çocuğa verebilirler.
Bazen de her türlü araştırmaya rağmen ateşin sebebi belirlenemez.
Kaynağı bilinemeyen ateş, daha önce de belirtildi, bazan vücut sıcaklığındaki normal dalgalanmaların yanlış yorumlanması veya sık görülen, küçük viral hastalıkların aşırı yorumlanmasına bağlı bir durum olarak da yalancı ateş ismiyle karşımıza çıkabilir. Genellikle başka endişe belirtisi yoktur, muayene bulguları normaldir.
Bebek ve Çocuklarda Ateşin Değerlendirilmesi
Ateşi tespit etmek zor değildir, ancak nedenini belirlemek zor olabilir.
Uyarı işaretleri (Dikkat etmemiz gereken durumlar)
Bazı belirtiler çok önemlidir ve acil muayene gerektirir. Bunlar:
3 aylıktan küçük bebeklerde herhangi bir ateş
Uyuşukluk veya halsizlik
Kötü görünüm
Nefes almada zorluk
Deride küçük kırmızımsı mor noktalar (peteşi) veya lekeler (purpura) şeklinde görünen kanama
Bir bebekte veya yürümeye başlayan çocukta sürekli ağlama (teselli edilemezlik)
Daha büyük bir çocukta baş ağrısı, boyunda, ensede sertlik, kafa karışıklığı veya bunlardan birkaçının bir arada olması.
Ne zaman doktora görünmeli
Ateşi olan çocuklar, yukarıdaki durumlardan herhangi biri varsa veya 3 aylıktan küçüklerse hemen çocuk acil servisi olan tam teşekküllü bir hastanede muayene olmalıdır.
3 ay ile 3 yaş arasında, yukarıdaki uyarı işaretleri olmayan çocuklar, ateş 39° C veya daha yüksekse, bariz bir üst solunum yolu enfeksiyonu varsa veya ateş 5 günden fazla devam etmişse, doktor tarafından görülmelidir.
3 yaşından büyük ve uyarı işaretleri olmayan çocuklar için, doktor değerlendirmesinin gerekliliği ve zamanlaması çocuğun belirtilerine bağlıdır. Üst solunum yolu belirtileri olan ancak bunun dışında iyi görünen çocukların daha fazla değerlendirmeye ihtiyacı olmayabilir. 5 günden fazla süren ateşi olan 3 yaşından büyük çocuklar doktor tarafından muayene edilmelidir.
Doktor ne yapar?
Doktorlar önce çocuğun belirtileri ve tıbbi geçmişi hakkında sorular sorar. Doktorlar daha sonra fizik muayene yaparlar. Çocuğun belirtilerinin bir açıklaması ve kapsamlı bir muayene, genellikle doktorların ateşin nedenini belirlemesine imkan tanır.
Ateşi ölçülür. Doğruluk için bebeklerde ve küçük çocuklarda makattan olarak ölçülür. Solunum hızı not edilir. Kan basıncı ölçülür. Öksürük veya nefes alma sorunları varsa, kandaki oksijen konsantrasyonunu ölçmek için parmağa bir cihaz takılır (nabız oksimetresi).
Doktorlar çocukları muayene ederken, özellikle çocukların muayene edilmeye nasıl tepki verdiğine (örneğin, çocukların kayıtsız, pasif veya aşırı sinirli olup olmadığına) dikkat ederek uyarı işaretleri (hasta görünüm, uyuşukluk, halsizlik ve teselli edilemezlik gibi) ararlar.
Nadiren, ateşin kendisi çocuklarda uyuşukluk, halsizlik ve kötü görünüm gibi bazı uyarı işaretlerinin görülmesine neden olabilir. Doktorlar çocuklara ateş düşürücü ilaçlar (ibuprofen gibi) verebilir ve ateş düştükten sonra bunları yeniden değerlendirebilir. Ateş düştükten sonra uyuşuk çocukların aktif ve eğlenceli hale gelmesi güven vericidir. Öte yandan, ateş normalleştikten sonra, normal ateşe rağmen kötü görünmeleri endişe vericidir.
Testler
Test ihtiyacı çocuğun yaşına, genel görünümüne, aşılanma durumuna ve ateşin akut mu yoksa kronik mi olduğuna bağlıdır. Doktorlar şüphelendikleri belirli bozukluklar için de testler yapabilirler.
Akut Ateş için yapılabilecek Testler
Akut ateş için doktorlar çocuğun yaşına göre bulaşıcı nedenleri test eder. 3 yaşın altındaki çocukları, çok hasta görünmeyenleri ve bir enfeksiyon kaynağı (örneğin kulak enfeksiyonu) varmış gibi görünenleri bile kapsamlı bir şekilde değerlendirirler. Doktorların menenjit, kanda mikrop veya idrar yolu iltihabı gibi enfeksiyonları dışlaması yani olmadığından emin olması gerekir. Test özellikle bebeklerde gereklidir, çünkü ateşlerinin kaynağını belirlemek zordur ve olgunlaşmamış bağışıklık sistemleri onları ciddi enfeksiyon riskine sokar.
1 aylıktan küçük bebeklerde ateş
Ateşi çıkan bu yaş grubundaki çocuklar, ciddi enfeksiyon kapma riskleri yüksek olduğu için test ve tedavi için hastaneye yatırılmalıdır. Test olarak kan ve idrar testleri, belinden beyin omurilik sıvısı alma (lomber ponksiyon) ve bazen de akciğer filmi yapılabilir. İshal olan yenidoğanlarda dışkı testi yapılır.
1 ay ile 3 ay arasındaki bebeklerde ateş
Hasta görünen (yani anormal ağlaması, dalgınlığı veya diğer olağan dışı davranışları olan) veya ciddi bir enfeksiyon için risk faktörleri olan (yani ciddi doğum kusurları olan, erken doğmuş, veya aşılanmamış olanlar) hastaneye yatırılmalıdır. Bu çocuklara kanda bakteri, virüs, idrar yolu enfeksiyonları ve menenjit aramak için kan testleri, idrar testleri, akciğer filmi ve gerekli görülürse beyin omurilik sıvısı incelenmesi gibi tetkikler yapılır.
Bu yaş grubundaki ateşi olan ve iyi görünen çocuklara da kan ve idrar testleri yapılır, ancak omurilik sıvısı almaya gerek olmayabilir. Bazen hastaneye yatmadan ayaktan takip edilebilirler.
4 ay ile 3 yaş arasındaki çocuklarda ateş
Ateşi olan ancak iyi görünen ve yakından izlenebilen bu yaş grubundaki çocuklar, özellikle doktorlar ateşin kaynağını bulursa teste ihtiyaç duymayabilirler. Belirtiler belirli bir enfeksiyona işaret ediyorsa, teste gerek kalmayabilir.
Çocuklarda belirli bir bozukluğu düşündüren herhangi bir belirti yoksa, ancak hasta görünüyorsa, ciddi bir enfeksiyon için risk faktörleri varsa veya vücut ısısı 39° C veya daha yüksekse, genellikle kan ve idrar testleri yapılır.
Hastanede yatış ihtiyacı, çocukların ne kadar iyi veya hasta göründüklerine, muayene sonuçlarına ve yapılan testlerin sonuçlarına göre değişir.
3 yaşından büyük çocuklarda ateş
Bu yaş grubundaki çocuklara, ciddi bir bozukluğu düşündüren özgün belirtiler olmadıkça veya ateşin kaynağı muayene ile bulunursa, test yapılmasına gerek yoktur.
Kronik Ateş Testleri
Kronik ateş için her zaman testler yapılır. Doktorlar belirli bir rahatsızlıktan şüpheleniyorsa, o rahatsızlık için testler yapılır. Nedeni belli değilse tarama testleri yapılır. Tarama testleri arasında tam kan hücresi sayımı, idrar tahlili ve kültürü ve iltihabı kontrol etmek için kan testleri yer alır. İltihap testlerinden başlangıç olarak eritrosit sedimantasyon hızını (ESR) ve C-reaktif protein (CRP) düzeylerinin ölçümü yapılır. Doktorların bazen net bir neden olmadığında yaptığı diğer testler arasında bakteri veya virüsleri tespit etmek için dışkı testleri, kan kültürleri veya kandaki antikor seviyeleri testleri, verem açısından tüberküloz cilt testi (ppd) veya interferon-gama salınım testi, akciğer filmleri, bilgisayarlı tomografi (CT), sinüsler ve kemiklerin filmleri yer alır.
Nadiren ateş devam eder ve doktorlar, kapsamlı testlerden sonra bile nedeni belirleyemez. Çünkü testler normaldir. Bu tür ateşe yukarıda da belirttiğimiz gibi, nedeni bilinmeyen ateş (FUO) denir. Nedeni bilinmeyen ateşi olan çocuklara ek testler, takip ve değerlendirme gerekir.
Bebek ve Çocuklarda Ateş Tedavisi
Ateş bir rahatsızlıktan kaynaklanıyorsa o rahatsızlık tedavi edilir.
Diğer ateş tedavisi, çocukların kendilerini daha iyi hissetmelerini sağlamaya odaklanır.
Genel önlemler
Ateşi olan çocukların kendilerini daha iyi hissetmelerine yardımcı olmanın yolları şunlardır:
Susuz kalmayı önlemek için çocuklara bol sıvı vermek
Alınlarına, bileklerine, koltukaltı, diz arkası ve kasıklarına serin, ıslak bezler (soğuk uygulama) koymak
Çocukları ılık bir banyoya sokmak (çocuğun sıcaklığından sadece biraz daha soğuk)
Titreme aslında çocuğun ateşini yükseltebileceği için soğuk banyo gibi titremeyi arttırabilecek yöntemler kullanılmamalıdır.
Çocuğa alkol, kolonya sürülmemelidir, çünkü bunlar ateşi düşürmez, alkol, deri yoluyla emilebilir ve zarar verebilir.
Ateşi düşürmek için ilaçlar
Sağlıklı bir çocukta ateş mutlaka tedavi gerektirmez. Ancak ateş düşürücü denilen ilaçlar ateşi düşürerek çocukların kendilerini iyi hissetmelerini sağlayabilir. Bu ilaçların ateşe neden olan bir enfeksiyon veya başka bir hastalık üzerinde herhangi bir etkisi yoktur. Ancak çocuklarda belirli kronik rahatsızlıklar varsa veya ateşin tetiklediği nöbet öyküsü varsa, ateşin vücuda yüklediği fazladan stresi azalttığı için bu ilaçları kullanmak doktor tarafından önerilebilir.
Ateş yüksekliği oluştuğunda, bebek veya çocuğunuzda özellikle huzursuzluk, ağlama, uykusuzluk gibi rahatsızlık hissi uyandıran durumlar varsa, ateş düşürülür. Çocuğun konforu iyiyse, mesela 38 derece ateş için ilaç kullanılmaz, takip edilir. Daha da artan ateş yüksekliği durumunda, ateşi bir derece düşürmek yeterli olacaktır. Çünkü ateş vücudun bir savunma mekanizmasıdır, zararlı bakteri, virüs ve benzerlerini ortadan kaldırmada yardımcı olur. Ateş yüksekliği tamamen ortadan kaldırılacak olursa, bu savunma mekanizmasından faydalanamamış oluruz.
Ateş yüksekliğini azaltmak için kullanılan ilaçlar, parasetamol içeren ilaçlar ve ibuprofen içeren ilaçlardır. Bu ilaçlar dışında önceden kullanılan bir çok ilaçtan yan tesirleri nedeniyle vazgeçilmiştir.
Pekiyi, bu ilaçları ardışık kullanma diye bir uygulama var, bu doğru mu?
Hayır. Bilimsel olarak ve yapılan çalışmalarla pratik olarak da bu uygulamanın faydası görülmemiştir. Parasetamol kullanarak ateş yüksekliği azaltılmaya çalışılır. İbuprofen ile nadir de olsa mide kanaması riski vardır. Bu iki ilacın ateşi düşürme konusunda birbirine üstünlüğü yoktur. Benim çocuğuma şu veya bu ateş düşürücü iyi gelmiyor diye bir şey bilimsel olarak, tıbben mevcut değildir.
Damar yolundan parasetamol serumu takılması ile ateşin daha hızlı düştüğü doğru değildir. Ağızdan alınan parasetamol ile damar yolundan verildiğindeki etki başlama süresi ve etki gücü aynıdır.
Tipik olarak, aşağıdaki ilaçlar kullanılır:
Ağızdan veya fitil ile verilen Asetaminofen (Parasetamol)
Ağızdan verilen ibuprofen
Asetaminofen tercih edilme eğilimindedir. İbuprofen, yukarıda belirttiğimiz gibi, aç karnına veya uzun süre kullanılırsa midenin iç yüzeyini tahriş etme ve kanama ihtimali artar. Bu ilaçlar reçetesiz olarak da satılmaktadır. Önerilen doz paket üzerinde listelenmiştir veya doktor tarafından belirtilebilir. Doğru dozu doğru aralıklarla vermek önemlidir. Çok az ilaç verilirse veya yeterince sık verilmezse ilaçlar işe yaramaz. Ve bu ilaçlar nispeten güvenli olsalar da, ilacı çok fazla vermek veya çok sık vermek zehirlenmeye neden olabilir.
Aspirin artık çocuklarda ateşi düşürmek için kullanılmamaktadır çünkü bazı viral enfeksiyonlarla (grip veya suçiçeği gibi) etkileşime girebilir ve paracetamol gibi aspirin de, Reye sendromu adı verilen ciddi bir rahatsızlığa neden olabilir.
Bazı önemli noktalar
-Ateş genellikle virüslere bağlı bir enfeksiyondan kaynaklanır. Ama bu, bakteri de olmadığını kanıtlamaz. Aynı anda birden fazla virüs de enfeksiyon yapabilir. Beraberinde bakteri de olabilir.
-Ateşin olası nedenleri ve test ihtiyacı çocuğun yaşına bağlıdır.
-38° C veya daha yüksek bir sıcaklığa sahip 3 aylık veya daha küçük bebeklerin derhal bir doktor tarafından değerlendirilmesi gerekir.
-4 ay ila 3 yaş arası, ateş yüksekliği olan ve belirli bir hastalığı düşündüren belirtileri olmayan ancak hasta görünen veya ateşi 39° C veya daha yüksek olan çocukların derhal bir doktor tarafından değerlendirilmesi gerekir.
-Diş çıkarma belirgin ateşe neden olmaz.
-Ateşi düşüren ilaçlar, çocukların kendilerini daha iyi hissetmelerini sağlayabilir ancak ateşe neden olan bozukluğu etkilemez.
***